IQNA

Allah Azze ve Celle kadına has hükümler indirerek ezilen ruhunu tamir etmiş ve ona değerli olduğunu hissettirmiştir. Kadının her şeyi ile yakından ilgilenmiş, kadını ilgilendiren nikâh, talâk, tesettür, kadına helal haram olanlar gibi meseleleri yeri gelmiş ince ince açıklamıştır. Kıyamete kadar bâki şerefli kitapta bir surenin isminin “Nisa” konulması kadına karşı gösterilen bir incelik, yaralı ruhuna bir merhemdir. (Furkan Nesli Dergisi)

İslam dini, barış, adalet ve sevgiyi tevhid temelinde yükselterek insanlar arasında yerleştirmek üzere gönderilen bir dindir. İslam, tüm insanlığa hitap eder ve ırk, asalet ve cinsiyete bağlı bir üstünlük ve ayrıcalığa yer vermez. Dolayısıyla kadın ve erkek de insanlık düzleminde denktirler. (Dergipak)

İslam'a göre kadın ve erkek eşittir ve Allah katında takva dereceleri dışında bir üstünlükleri yoktur. "Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır." (Hucurat suresi, 13. ayeti)

Ahlaki değerler, inanç, faydalı ilim güzel ahlâk ve sabır, takvanın unsurlarındandır ve bu faziletlere sahip olan her kadın, Allah katında bunlara sahip olmayan diğer erkek ve kadınlardan daha kıymetlidir. Ona dünya ve ahiret sevabı vardır.

Nahl suresi 97. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Erkek olsun kadın olsun, kim inanmış bir insan olarak dünya ve âhirete yararlı işler yaparsa kesinlikle ona güzel bir hayat yaşatacağız ve böylelerinin ecirlerini de muhakkak surette yapmış olduklarının daha güzeliyle vereceğiz.”

İslam, hayatı yönetmede kadın ve erkek arasında ayrım yapmaz. İslam'a göre, kadınlar mesleklerini bağımsız olarak seçebildikleri ve kendi kazançlarına sahip oldukları için, kadın ve erkeğin hayat yönetiminde herhangi bir farkı yoktur.  Nisa suresi 32. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri var, kadınların da kazandıklarından nasipleri var.” Dolayısıyla kadın ve erkeğin yaratılışlarına ve tabiatlarına kadar giden bazı durumlar dışında birbirlerinden hiçbir farkı yoktur. Bu farklılıkların temelinde de kadın ve erkeğin yaratılışı ve tabiatında yatmaktadır ve insanın mutluluğunun yaratılışı ve tabiatı ile eylem ve davranışlarına bağlı olduğu açıktır.

Allah Rûm suresi 30. ayetinde şöyle buyurmuştur: “O halde sen hanîf olarak bütün varlığınla dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.”

4069930